mavi, bir gökyüzünde güzeldi bir de onun gözlerinde
derin ve sonsuz bir evreni taşıyan ruhu
gözlerinden feyz alıyordu
tüm evren onun simasına yerleşen gülüş olmak için türlü türlü kahkahalar atıyor
ama hiçbiri bu güzelliğe erişemiyordu
merhamet en çok onun yüreğine yakışırdı
en çok onun yüreğinde ışık saçardı
gezegenler sema ederken gökkubede
tanrı kadının ellerine bir dünya çizdi
dünyaya bereket saçan bir nehir bağışladı kadının sevgili yüreği
sessiz çığlıklar onun dilinde bir güzel şarkı oldu
beste beste döküldü yer yüzüne
sımsıkı sarılmak, öpmek, kucaklamak istedi şu garip dilenciyi
güçlüydü, gururluydu, başını eğmedi ve kafasını göğe kaldırdı
söyledi uzak ülkelerin şarkısını
ey sevgili dünya bak işte buradayım tüm gücümle
ve sana meydan okumak bir yana
seninle aynı safta olmak için türküsünü söylüyorum insanlığın
yanına al beni, göğüne davet et, misafirin olayım
dünya dile geldi,
ey küçük insan, seni kalbime almak için davet bekleme benden
sen benim kaainatımda bir güvercin ol
kon dilimin ucuna
gözlerin dökerse hırçın yağmurlarını
benim evime sığın, kuşatsın seni şu derin sevgim
kadın güvercin oldu dünyaya koştu
dünyaysa kadına sımsıcak bir yuva oldu
sarıldılar tam sıfır noktasında
kutuplar ve çöller birleşti kardeşçe
okyanuslar balıklarını hediye ederken tanrıya
kadın en güzel şarkısını mırıldandı insanoğluna
İnsanlar yerin göğünde dans ettiler hiç durmadan
fareler kedilerle, kediler köpeklerle el ele tutuştu ve çaldı bir davul ötelerden
uyudu tüm bebekler
sakinliğin ülkesinden duyuldu güllerin kokusu
insanlığın imzası atıldı o gün kara kaplı deftere
ve herkes mutlu mesut yaşadı bir ömür
film bitti, perdeler indi, seyirci evlerine dağıldı
aşkın tadıysa izleyenlerin damağında kaldı…