Downsizing – Küçülen Hayatlara Eleştirel Bakış

İnsan ırkı olarak dünyaya verdiğimiz zararın ne kadar büyük boyutta olduğunun farkında mıyız? Yaşadığımız gezegenin tek sahibiymişiz gibi davranıp, elimizde olan bütün kaynakları sonunu hiç düşünmeden tüketiyoruz. Bunu yaparken doğaya zarar vermekten de geri kalmıyoruz. Peki, eğer dünyaya verdiğimiz zararı en aza indirmek için inanılmaz bir fikir ortaya atılsa ve bu fikir insanların 12,7 santimetreye kadar küçültülmesini içerse ne yapardınız?

Evet, Downsizing filminin konusu; bilim insanlarının yıllarca üzerinde çalıştığı, insanları doğaya daha az zarar verecek hale getirmek için küçültme fikri, yapılan binlerce deney sonucunda nihayet gerçekleştiriliyor. Filmin ilk kısmında başarıyla sonuçlanan bir deneyle karşılaşıyoruz ve bundan sonra gelişen olaylar ise bu fikrin inanlara tanıtılması ve insanları küçülme fikrine ikna etme çabasını içeriyor.

Filmin konusundan kısaca bahsettiğimize göre şimdi de filme eleştirel bakalım. Kapladığımız alan ne kadar küçük olursa dünyaya verdiğimiz zarar da o kadar az olur. Downsizing filminde küçültülmeyi seçen insanların yedikleri yemeler kullandıkları enerji veya giydikleri kıyafetten, arabalarına aldıkları benzine kadar her şey o kadar az, küçük boyutta ki, böyle bir durumda normal insanken ellerinde bulunan paraları küçüldüklerinde on katından fazla bir miktara dönüşüyor. Bu ne demek ve nasıl sonuçlara sebep oluyor? Standart bir insan hayatı yaşarken kendinizi bir anda çok zengin bulabileceğiniz anlamına geliyor. Küçültüldükten sonra sizler için özel olarak tasarlanmış evlerde yaşıyor, minik bir su damlasıyla su ihtiyacınızı karşılıyor veya hiç çalışmanıza bile gerek kalmadan yaşayabiliyorsunuz. Çok çılgınca bir fikir öyle değil mi?

Elbette bu bahsettiklerimiz küçülmeyi seçen insanların yaşadıkları hayat ve olumlu tarafları, bir de işin diğer boyutu var. İnsanlar küçüldüklerinde doğal olarak her şey aynı seyrinde devam etmiyor. Örneğin güneş ışınları tenlerine asla temas etmemeli çünkü zarar görme ihtimali çok yüksek. Veya hayvanlar, bir karınca bile küçülen insanlar için büyük bir tehlike yaratabilir. Bu yüzden bu insanlar kendileri için yapılan özel kolonilerde yaşamak zorundadırlar. Downsizing’deki bir diğer olumsuz durum ise kapital sistemin burada da yer edinmiş olmasıdır. Bazı devletler suçluları veya kendilerine düşman olarak gördükleri kişileri cezalandırmak için küçültüyorlar. Bu insanlar elleri boş bir şekilde küçülen hayatların yaşadığı dünyaya gönderildiklerinde doğal olarak hayatta kalmak için her işi yapmak zorunda kalıyorlar. Görkemli evlerin, villaların arka mahallelerinde yaşam mücadelesi veren insanları görüyoruz. Bu insanlar kimi zaman bir temizlik görevlisi, bir şoför veya hayata tutunamayan bir evsiz olarak karşımıza çıkabiliyor.

Başrollerinde Cristoph Waltz, Matt Damon, Udo Kier gibi isimlerin bulunduğu 2017 yapımı olan bilim kurgu filmi olan Downsizing yaratıcı senaryosu ve önemli başrol oyuncuları ile karşınızda. Peki, sizce dünyaya daha az zarar vermek için hatta dünyayı kurtarmak için düşünülen ve yıllarca üzerinde çalışılıp nihayet gerçekleştirilen bu proje işe yaramış mıdır dersiniz?

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s