Şiir Üzerine Sohbet

“Her insanın bir öyküsü vardır ama her insanın şiiri yoktur.” diyor usta şair Özdemir Asaf. Sâhi hatrımızda kaç tane şiir var? Okumaktan bıkmadığımız, her okuduğumuzda farklı anlamlar çıkardığımız şiirler var mı? Ya da kendimizin kaleme aldığı özgün satırlar var mı? Bu soruların kaçına yanıt verebiliyorsunuz? Sevgili okuyucularım, yazımı okuduktan sonra kendinizle içsel muhakeme yapıp bir sonuca varabilecek misiniz hep birlikte görelim.

Gönlümüze renk ve ahenk katan şiirler, dilimize pelesenk ettiğimiz nadide dizeler, usta şairlerin kaleminden bugünlere aktarılmış. Şüphesiz tüm saygıdeğer şairlerimiz keskin anlatımlarıyla kalbimizden içeri girmiştir. Biz o şiirlerde kendimizi arar buluruz. Bazen bir dizeye, bazen bir kelimeye saplanıveririz. Düşündürür bize şiirler. Hayatı, kendimizi ve kendi iç dünyamızı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer. Şiir okumak insana huzur verir. Bu zevki en iyi okuyan bilir. Şiirler hayatın akışını kısa süreliğine keser. Bazen geçmişe götürür, bazen bir damla yaş olur yanaklarımızda. Bazen sevgiliyi anar, bazen de onun hasreti körüklenir küçücük yüreğimizde. Kıpırdanıverir orası. Her okuduğumuz satırda sevgiliyi anar, farklı farklı anlamlar çıkarırız.

Ne zaman bir sevgiliyi sevsek, birine tutulsak aşk dolu şiirler ararız. Veyahut karşılığını göremediğimiz sevgimizi, aşkımızı içimize atar, bir iki cümle karalarız. Saklanırız satırlarda. Hançer gibi saplanır o sevgisizliğin o kaybolmuşluğun acısı. İşte en iyi yoldur şiir, halimizi anlatan birkaç satırdan ibarettir aslında. Bu yönden şanslı olduğumuzu söyleyebilirim. Türk edebiyatı şiirler ve şairler yönünden oldukça zengindir. Şarkı sözü ettiklerimiz, duvarlara yazdıklarımız ve hayat mottomuz haline getirdiğimiz satırlar vardır. Yeni şairler tarafından da var olmaya devam edecek ve değerini hiçbir zaman yitirmeyecektir. Dediğim gibi okuma zevkini tadana…

“Bir kelimeye bin anlam yüklemek” şiirlerin ana temasıdır. Öyle bir ahenk olmalı ki okuru delip geçsin. Şiiri yazmak da okumak da sanat ister, ilgi alaka ister. Şiir, konuşma ile susmayı bir araya getirmektir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiir hakkında bir alıntısını paylaşmak istiyorum.” Şiir, söylemekten ziyade susma işidir. İşte o sustuğum şeyleri hikaye ve romanlarımda anlatırım.” Tanpınar’ın dediği gibi susma işidir şiir. Dizedeki anlamı okuyan çıkarır. Gönlünün hangi tarafı eksikse o yöne yordar okuduğunu. Sarar sarmalar kendini, o dize merhem gibi gelir yaraya. Dile getirilemeyen, getirilmekten korkulan şeyler direkt karşımıza çıkar. İşte aradığım, eksik olduğum dize dersin.

Sevgili okur, aslolan kendimizi bulmak, kendimizi gerçekleştirme şerefine ermek. Türü ne olursa olsun, ister bir şiir, ister bir roman, ister bir deneme. Okumak, yazmak, dinlemek, muhabbet etmek, edebiyatla içli dışlı olmak ruhu dinlendirir, anlam zenginliğine yol açar, bireyi geliştirir.

Bugün okuduğumuz Özdemir Asaf’lar, Nazım Hikmet’ler, Atilla İlhan’lar, Sait Faik Abasıyanık’lar ve daha ismini sayamadığımız bütün yazarlar, hislerini yazı yoluyla aktarmış, çağını özetlemiş. Bugün elimize kalem aldığımızda iki satır bile olsa bir şeyler yazabiliyorsak, farklı türlerde okumalar yapıyorsak ve en önemlisi hayattan zevk almaya ve hayatı daha anlamlı görmeye başlıyorsak gerçek benliğimizi bulmuşuzdur. Unutma, sen sana yetersin sevgili okur!

Bu haftaki yazımda türü ne olursa olsun -özellikle şiir- okumanın ve yazmanın önemine vurgu yaptım. Umarım beğenirsin ve bir sayfa açarsın kendine. Bu sayfayı hem yazar hem okursun. Sahi aklında kaç şiir var?

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s