Aşk-ı Memnu Roman İncelemesi ve Dönem Zihniyetinin Romana Yansımaları

Aşk-ı Memnu (Yasak Aşk) Halit Ziya Uşaklıgil’in realizm akımın etkisiyle kaleme aldığı Türk edebiyatının dönemlerinden olan Servet-i Fünun döneminde yayımlanmış ve büyük yankı uyandırmış bir romandır. Gerek işlenen konu gerek yazarın üslubu son derece dikkat çekmiştir.  Kanaatimce dönemin zihniyetinin, yaşayış tarzının en güzel yansıtıldığı bir romandır Aşk-ı Memnu. Kimi araştırmacılara göre Nihal’in öyküsü, kimi araştırmacılara göre ise Bihter’in öyküsüdür. Gelin bu romanı daha detaylı inceleyelim:

Romanın zihniyetine bakacak olursak; Servet-i Fünun dönemi II. Abdülhamit dönemine denk düşer ve bu dönemde uzun yıllar baskıcı, sansürcü bir yönetim hâkimdi. Bu yüzden “Toplum için sanat” anlayışının yerini “Sanat için sanat” anlayışı almıştır. Bu anlayışın da etkisiyle yazarlarımız kendi iç dünyalarına yönelmişler, sıkıntılı, buhranlı eserler ortaya çıkarmışlardır. Hatta yazarların büyük çoğunluğunda İstanbul’dan kaçma, kurtulma düşüncesi hâkimdir. Bu düşünce yapısını da Uşaklıgil roman kahramanımız olan Behlül’e “Behlül kaçar” şeklinde yansıttığını söyleyebiliriz. İşte Aşk-ı Memnu romanımız da bu anlayışlar çerçevesinde yazılmıştır.

Gelelim mekân unsuruna; romanda mekân son derece kısıtlıdır. Olayların büyük çoğunluğu yalıda ve Ada’da geçer, karakterler de kendi halinde yaşarlar. Zaman zaman o dönemki İstanbul’un eğlence ve mesire yerlerinden bahsedilir fakat bu mekânların üstünde durulmaz.

Zaman unsuru; olaylar 19.yüzyılın ikinci yarısında geçmektedir. Dönemin toplumsal yapısı ve yaşam tarzı bize bu yargıyı çıkarmamızı sağlamaktadır. Romanda kronolojik zaman kullanılmıştır. Olaylar birbirini takip eder ve olayların anlatıldığı süre iki yıl gibi bir süreyi kapsamaktadır. Ayrıca romanda sık sık geriye dönüşler yapılmıştır sanıyorum ki bundaki amaç karakterleri biz okuyuculara daha iyi anlatmak ve onların psikolojilerini daha iyi anlamamızı sağlamaktır. En belirgin geriye dönüş ise, Bihter’in evliliğinin üstünden bir yıl geçtikten sonra kendiyle hesaplaşıp çocukluğunu hatırladığı kısımdır.

Romanda tema; Bence bu romanda tek bir temadan bahsetmek olmaz evet ilk aklımıza gelen tema yasak aşk fakat bunun yanı sıra yozlaşma, kıskançlık, intihar, yalnızlık da temaya dâhil edilebilir. Ayrı ayrı ele almak gerekirse;

Yasak aşk: Bu tema romanda yaşanan yasak aşkın insanların hayatının üzerindeki yıkıcı ve yaralayıcı etkisini gözler önüne sermiştir.

Yozlaşma: Uşaklıgil bu romanıyla geleneksel Türk aile yapısının çöküşünü, ahlaki değerlerin yok oluşuna dikkat çekmiştir. Bunu üç karakter üzerinden anlatmıştır: Firdevs Hanım, Bihter ve Behlül.

Kıskançlık: Bu tema romanın genelinde işlenmiştir, bu duygunun ne kadar güçlü bir duygu olduğunu, önlenemez olduğunda sonucun büyük bir yıkıntıya yol açtığını görüyoruz.

İntihar: Romanın sonunda okuyucu etkileyen intihar olayıdır. Eminim ki pek çoğumuzun hafızasına yer edinmiş sahnelerden biridir intihar sahnesi.

Yalnızlık: Romanımızın en önemli temalarından biridir. Karakterlere baktığımızda hep yalnız olduklarını ve kendi iç dünyalarında yaşadıklarını görüyoruz.

Romanda dil ve anlatım; Kullanılan dil tipik bir Serveti Fünun döneminin dilidir yani ağır, sanatlı, süslü söyleyişlere bolca verilmiş. Tabii Uşaklıgil bunu romana titizlikle uygulamıştır.  Ayrıca bir cümlenin bir paragraf olduğunu, uzun ve sıralı cümlelerin de çok olduğunu belirtmek gerekir.

Peki, Aşk-ı Memnu romanı realizm akımıyla mı romantizm akımıyla mı yazıldı?

Bu sorunun cevabını şöyle verebilirim: Realizm akımı toplumsal konuların işlendiği romanlarda daha sık kullanılır. Bu bakımdan da birçok eleştirmen Aşk-ı Memnu’nun konusunun toplumsal olduğunu savunur ama giriş kısmında da bahsettiğim üzere Servet-i Fünun döneminde toplumsal konulara eğilmek pek mümkün değil. Bu yüzden Aşk-ı Memnu için kesinlikle realist bir romandır diyemeyiz. Çünkü içinde romantik unsurlara da rastlanır. Realist romanlarda bu romanda olduğu gibi kadere ve tesadüflere yer verilmez. Fakat bu duruma Aşk-ı Memnu ’da rastlıyoruz. Örnek vermek gerekirse; Nihal’in Behlül ile Bihter’in arasındaki ilişkiyi öğrenmesi tesadüf sonucu gerçekleşir.

Sonuç olarak; Aşk-ı Memnu, Batı edebiyatında gördüğümüz Madam Bovary ile çok benzeyen kurgusu ve konusu bakımından çok başarılı bir eserdir. Eleştirmenlere göre de Aşk-ı Memnu, Uşaklıgil’in en başarılı romanlarından biri olarak kabul edilir. Eser, topluma değil bireye dönük bir romandır. Karakterlerin psikolojik tahlilleri biz okuyuculara çok iyi yansıtılarak onların içinde bulunduğu ruh durumuna da bire bir tanık olduk.

Romanın çok başarılı bir eser olduğu su götürmez bir gerçek zaten. Bugün hâlâ üzerinde pek çok araştırmalar ve tartışmalar yapılmaktadır. Bence bir bakıma da ölümsüz bir roman diyebiliriz. Eminim ki bu romanı ölümsüz kılacak şey dili ve üslubudur.

Keyifli okumalar dilerim…

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s