İkinci Dünya Savaşında Türkiye’den Yunanistan’a Giden Yardımlar

Uzun yıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kalan Yunanistan, 1829 yılında Edirne Antlaşmasıyla bağımsızlığını kazanmıştır. Ulusal kimliğini “Megali İdea” düşüncesi üzerine kuran Yunanistan ile bu dönemde pek çok sorun yaşanmıştır. Yunanistan bu politikasını Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında da sürdürmüş ve Anadolu’yu işgale kalkışmıştır. Türkiye, Ulusal Kurtuluş Mücadelesinde Batı Cephesi’nde Yunanistan ile zorlu çarpışmalar yaşamış, Yunan güçlerini ağır yenilgilere uğratarak kurulmuştur. Bu dönem Türkler için “Ulusal Kurtuluş Mücadelesi” iken, Yunanlar için hâlâ “Küçük Asya Felaketi” olarak anılmaktadır. Savaş Türklerin kesin zaferiyle son bulmuş ve Lozan Barış antlaşmasıyla kesin barış sağlanmıştır.

Kurtuluş Savaşı’nın ardından her iki ülkede de eski düşmanlarına karşı bir yumuşama dönemine girilmiştir. Özellikle Yunanistan Başbakanı Elefteros Venizelos Türkiye’ye davet edilmesi üzerine, Yunan Başbakan 27-31 Ekim 1930’da Ankara’yı ziyaret etmiştir. Bu ziyaret sırasında 30 Ekim 1930’da üç ayrı belgeden oluşan Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaşma ve Hakem Anlaşması imzalanmıştır. Venizelos’un ziyaretinin ardından Türk Başbakanı İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras Ekim 1931’de Atina’yı ziyaret ederek karşılık vermişlerdir. Bu anlaşmalar ve gelişen dostluk havası ileride İtalya’nın yayılmacı politikasına karşın Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte hareket etmesini sağlamıştır.

Türkiye ve Yunanistan güç dengesi politikası izleyerek İtalya ve Bulgaristan’ın (Bulgaristan o dönemde Yunanistan’dan toprak talep ediyordu.) yayılmacı dış politikalarına karşı işbirliği sürecini başlatmışlardır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya’nın içinde yer aldığı Balkan Antantı 1934 yılında oluşturulmuştur.

Venizelos ve Atatürk

Balkan Antantı’nın imzalanmasından iki yıl sonra, 1936 yılında Türkiye Avrupa’daki revizyonist uygulamalardan rahatsız olmuş ve kendi güvenliği ve bölgedeki barışın devamını sağlamak adına Boğazların statüsünün değişmesini istemiştir. 22 Haziran-20 Temmuz1936 tarihleri arasında toplanan Montreux Konferansı’nda önemli değişiklikler yapılarak İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın tamamıyla Türkiye’nin denetimi ve egemenliğine geçmesi için kararlar alınmış, Montreux Boğazlar Sözleşmesi imzalanmıştır. Konferans boyunca Yunanistan Türkiye’yi desteklemiştir.

İkinci Dünya Savaşı’nda savaş dışında kalabilmek için iki taraflı bir politika izleyen Türkiye savaşa girmezken Yunanistan önce İtalya, İtalya’nın başarısız işgal girişimini defetmesinin ardından ise Almanya ve Bulgaristan’ın saldırısına uğramış ve ülke 1941’den 1944 sonlarına kadar işgal altında kalmıştır.

Yunanistan’ın işgalci güçler tarafından paylaşılması

İşgal altında bulunduğu süre içinde Türkiye Yunanistan’a özellikle insani yardımlarda bulunmuş ve Yunan halkının işgal ortamında çektiği sıkıntıların hafifletilmesi için savaş şartlarında yapabilecekleri yardımı
yapmaya çalışmıştır.

Savaş Sırasında Yunanistan’da Yaşanan Gıda Sıkıntısı

Yunanistan savaştan önce pek çok gıda maddesini ithal eden bir ülkeydi. Nisan 1941 tarihinden itibaren işgal altına giren Yunanistan’da her şeyin işgal güçlerince el konulması tarım dahil her konuda üretimin durma noktasına gelmesi ve gerek Yunan Hükümeti tarafından gerekse Almanya’nın karşılıksız bastığı paralar sonucunda enflasyon ve hayat pahallılığı tavan yapmış, amborgolar nedeniyle hiçbir şeye erişimi bulunmayan Yunanistan zor günler yaşamıştır.

Alman kuvvetlerin bütün ürünlere el koyasının ardından 1941-1942 kışında büyük bir kıtlık baş göstermiş ve tam 100.000 insan canından olmuştur. Yunanlar bu döneme daha sonra “Büyük Açlık Dönemi” diyeceklerdir. Yine bu dönemde bulaşıcı hastalıkları önlemek için sokaklardan cesetleri toplayacak teşkilatlanmanın olmaması nedeniyle cesetleri toplamak için kamyon ve greyderler devreye girmiştir. Çöp kutuları ile toplanan cesetler daha sonra açılıp kireçlenen büyük çukurların içine doldurulmuştur.

Türkiye’den Yapılan İnsani Yardımlar

1941 yılı Eylül ayında Yunan halkına yiyecek sağlamak adına Yunan Milli Komitesi İstanbul’a gelmiş Türk Hükümeti’nin izniyle Türk ulusundan yardım talebinde bulunmuşlardır. Çünkü 1941 yılında Almanya’nın Yunanistan’ı işgal etmesinden sonra bu ülkeye yardım gönderebilecek tek devlet, savaş dışı kalan ve Almanya ile de krom madeni ihracı dolayısıyla özel ilişkileri bulunan Türkiye kalmıştı.

Türkiye Kızılay Cemiyeti bu ziyaretten sonra derhal harekete geçmiştir. Toplanan yardımların karayolu yerine vapurla taşınması kararlaştırılmıştır. Kara yolunun tercih edilmemesinin sebebi hem uzun hem de daha masraflı olacağı düşüncesiydi.

İngiltere ve Almanya ile yapılan görüşmelerde her iki tarafın da muvafakati temin edildikten sonra Türkiye’den Yunanistan’a 50.000 ton erzak ve yardım malzemesi sevki kararlaştırılmıştır (Vatan, 12 Eylül 1941, Ulus, 14 Eylül 1941, Cumhuriyet, 23 Eylül 1941, Akşam, 23 Eylül 1941).

Dünya Savaşı’nda Almanya Tarafından İşgal Edilen Yunanistan’a Türkiye’deb Yardım Taşıyan ve 20 Şubat 1942’de Pire Limanı’ na Yaptığı 5.Seferinde Yakalandığı Şiddetli Fırtına Nedeniyle Marmara Adası Yakınlarında Batan Kurtuluş Vapuru

Türk Kızılay Cemiyeti Yunanistan’a yaptığı ilk yardımların arkasından daha geniş yardım çalışmalarına girmiştir. Hazırlanan yiyecek ve giyecek maddelerini götürmek üzere Kurtuluş Vapuru tahsis edilmiştir
(Cumhuriyet, 25 Eylül 1941) Savaş tarihi açısından hiçbir önemi bulunmayan Kurtuluş vapuru, o zamanki Yunan halkının yaşama tutunduğu tek kaynak olmuştur. Kurtuluş vapuru Türkiye’den Yunanistan’a defalarca gıda malzemesi, tıbbi malzeme ve yeni doğan bebekler için çeşitli malzemeler taşımıştır. Ancak Kurtuluş
Vapuru çıktığı son seferinde 20 Ocak 1942 günü Marmara Denizi’nde kötü hava koşullarından dolayı batmıştır.

Türkiye’den Yunanistan’a yapılan yardım faaliyetlerinin ilginç örnekleri de vardır. Misal Türk gazeteciler özel olarak Yunan gazetecilerine yardım göndermiştir veya İstanbul Belediyesinde çalışanlarından Yunanistan’daki belediye çalışanlarına yapılacak yardımlar için kesintiler yapılmıştır. Yardımların en ilginci ise Ziraat Vekaleti’nin aldığı bir kararla Anadolu’da vurulan yaban domuzlarının Yunanistan’a gönderilmesidir.

Daha detaylı bilgi için Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi‘nin Ceren Utkugün’ün yazdığı “İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye’den Yunanistan’a Yapılan İnsani Yardım Faaliyetleri” makalesini okuyabilirsiniz.

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s