Maziye meftun bir hal ki temerküz etti
Didarım olanın azabı ve süruru
Sindi içime nezâret-i meltemden kûru
Na’sakin gönlümde var deli aşk şiddeti
Fasih bir tını idi düşenler lebinden
Hâlâ da öyledir iyi kötü ne dese
İzmihlâldir netice lerzan işitmenin
Ya râb bu bîmar hâllarımı hiç dindirme
Beni muhasara eyledi o şebnem-dar
Bu cerîmenin ceremesi de çekilir (eve’lallah)
Ateş-i efsun beni bu kadar mı yakar
Yoktur bir şekvâm çünkü gönlüm aşktan mahîr
Kelime anlamları:
Meftun: Tutkun, tutulmuş, vurgunluk. Temerküz: Toplanma, bir yerde birikme. Nezaret: Bakma, bakış, seyir. Kur: Kör. Fasih: Güzel, ahenkli. Leb: Dudak. İzmihlal: Yok olma, mahvolma. Lerzan: Titreme, titrek. Bimar: hasta, hastalıklı. Muhasara: Sarma, etrafını kuşatma. Şebnem-dar: Üstünde çiy taneleri bulunan. Cerime: Suç, günah. Cereme: suçu olmadığı halde bedel ödemek. Ateş-i efsun: Büyülü ateş. Şekvam: Şikayet. Mahir: Usta, eli yatkın.