Yeni doğan bir bebekle tanıştığımızda aklından neler geçirdiğini tahmin etmeye çalışırız fakat tahminlerimiz genelde bizi bir sonuca götürmez. Bu belgeselde bebeklerin gelişim evresinde verdikleri tepkiler dünya çapında tanınmış 36 bilim insanı gözetiminde incelenmiş, bilimsel olgular ve deneylerle desteklenmiştir. Bebeklerin birçok konu başlığı altında nasıl bir süreç geçirdiklerini izlemek için yolculuğa çıkıyoruz. Her bebek anne karnında bu yolculuğa hazır bir konumda olur. Anneyi dinleme, sesleri tanıma bu süreçle birlikte başlar. Aslında dinlemenin öncesinde bebeğin sesleri işittiğini daha sonra dinleyip sesin sahibi ile bağdaştırdığını görürüz.
Bebek dünyaya gözlerini açtığında koca bir sevgi kavramı ile tanışır. Bağ kurmanın biyolojisini incelediğimizde bebeğin ebeveynleri arasındaki oksitosin seviyesinin arttığı gözlemlenir. Ayrıca bebeğin sosyal etkileşime girme yetisiyle doğduğu tespit edilir. Buradan anlamaktayız ki bebeğin dünyasında ebeveynlerinin yeri çok büyük. Gelişim zincirinin ikinci basamağını ilk gıdalar oluşturur. Beden ve zihin gelişimi için anne sütünün öneminin ne kadar büyük olduğu görülür. Hatta yapılan bir deneyde bebekte saptanan demir eksikliği sonucunda beyinden gelen elektriksel aktivite ölçülür. Bebeğe anne sesi ve bir yabancının sesi dinletilir. Demir eksikliği yaşayan bebek iki sesi birbirinden ayıramaz ve bu eksikliğin hafızasının gelişimini de etkilediği saptanır. Böylece demir eksikliğinin nörolojik gelişimi etkilediği de gözler önünde serilir. Bebeğin gelişimini emekleme takip eder. Ardından ilk sözcüklerini seçmeye hazırlanan bebek ilk aşamada sesleri melodi halinde duyar ve zamanla birleştirmeye, kelimelerin dansında kendine bir yer edinmeye gayret gösterir. Böylece yavaş yavaş dilbiliminin şifresi bebek için çözülmeye başlar. Bu karmaşık yapıyı çözmesi zaman alsa da ilk kelimesini söylediğinde ebeveynleri için koca bir şölen başlamış olur.
Bebeğin gelişim sürecinde uyku düzeni ise önemli faktörlerden birisidir. Bazı aileler bebek ilk doğduğu zaman daha rahat uyumaları için ayrı bir oda yaparlar fakat bebek anne babasının yanında olmalı ve bu sayede bilişsel gelişimi desteklenebilmelidir. Sonraki süreçte ise ilk adımlar, duyular, kurduğu ilişkiler ve artık dünyada var olmanın ikinci yılına geçmesi ile artık sisteme ayak uydurmaya hazır hale gelir. Belgeselde bebeğin her adımı takip altına alınmış ve deney, gözlem metodu ile bilimsel kaynaklarla açıklık getirilmiştir. Bebek dünyaya gelmiş özgür bir bireydir. Dünyaya gözlerini sağlıkla açan veya özel gereksinimleriyle, fizyolojik engelleriyle var olmuş her birey dinlenmek ve anlaşılmak ister. Dinleme becerisine sahip olması gereken ilk kişiler her zaman ailelerdir. Erikson’un psikososyal gelişim kuramına göre çocuğun girişimciliğe karşı suçluluk dönemi vardır. Bu dönemde çocukların hayal güçleri en üst seviyededir. Aşırı meraklı olurlar ve sürekli soru sorarlar. Ailelerin bu sorular karşısındaki tutumları ise çocuğun bütün hayatını etkileyecektir. Yani çocuğun özgün, özgür, hayal gücü geniş bir birey olması ya da tam tersi davranış oluşturması ailelerin elindedir. Aileler eğer çocuklarını dinleyip onlara söz hakkı tanırlarsa çocuk hayata daha pozitif ve ılımlı bakmayı öğrenecektir. Bu şekilde onlarla kurduğumuz ilişkiler daha da anlamlı hale gelir. Son olarak ‘’30 Milyon Kelime’’ kitabında, ‘’Bir çocuğun doğumundan üç yaşına kadar duyduğu kelimelerin nitelik ve niceliği, çocukların eğitim hayatındaki başarılarının neden farklılaştığını açıklayabilir’’ olduğu bahsedilir. Buradan da anlamaktayız ki dilin gelişiminde kullanılan kelimeler dinleme becerisini geliştirmekle beraber bilişsel gelişimi de hızlandırmaktadır.
Bebeklerin bu eşsiz serüvenine ortak olmak ve neler bildiklerini gözlemlemek için muhteşem bir yapıt. İzlemenizi mutlaka tavsiye ederim. İyi seyirler…
Yazınızı çok beğendim bebeğin gelişiminde dinleme ve konuşma eğitimini çok güzel açıklamışsınız. Ebeveynlere tavsiye açısından yararlı olacaktır.
BeğenLiked by 1 kişi
Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Düşüncelerinize aynen katılıyorum…
BeğenBeğen